Hiç bu kadar gerçek olmamıştı
anlar ve bir o kadar da yalan sonrasında. 'O an' denen, herkesin
yakalamaya çalıştığı yerinde saydı durdu. Bir adım ileri
gidemedi ve herkes için anlamlı kılan da buydu onu.
Hiç bu kadar yalın olmamıştı
yazılanlar , hiç bu kadar ani ve hesapsızca sonrasında da hiç
olmadığı, olmayacağı gibi.
Kelimelerdi varlığı anlamlı kılan
yaşanıyordu ve yazılıyordu o zaman hissedilerek ama şimdi 'mış'
gibi herşey devam ediyormuş gibi sanki varmış, masalmış ve sonu
yokmuş gibi.
Bir sonu bile olmayan bu hikayede
sanırım insanlar da bir varmış bir yokmuş. Geriye kalan
sözcükler, cümleler, anlamlar ve anlamsızlıklar.
Şimdi tümden mi başlansa yoktan mı
ya da baştan mı sondan mı ? Bunu kimse bilemedi, bilmek istemedi,
yüzleşmedi, kaçtı ve sonu olmadan yarım kaldı. İnsan yarım
kaldı, yaşanmışlıklar yarım kaldı, mışlıkların içinde
kaçarken ne yazık ki sözcükler yarım kaldı.