22 Kasım 2012 Perşembe

Kat be kat ömürlü olsun ...


Geçmiş yaşanmışlıklarımızı buruşturup bir sandığın içine tıktıysak tabiri caizze ki vay halimize.. Bir gün öyle bir şey olur ki sandığın kilidini kırmak zorunda kalırsın. Hani anahtarını akarsuya attığın kilidi. Hadi açtın sandığı, öyle boş bakışlarla durmamalı karşısında dök odanın ortasına, oku tek tek buruşturduklarını. Ama bu kez düzenli bir şekilde katlayıp yerleştir, bir de daha sağlam kilidi  olan belki daha güzel görünümlü bir sandık olsun bu seferki. Sandıkları olsun herkesin kimsenin göremeyeceği, bazen arasan, senin bile nereye sakladığını unutacağın yerlerde.Yaşadıkça sen ve öldükleri için  senin ömrüne ömür katanlar oldukça, çoğalacak sandıkların sakın korkma. Bir gün sen de ömür katacaksın birlerinin hayatlarına ama umut da kat. Rüyalarına gir toprakta çürüsen de güzel görün onlara..
Şimdi savuruken yağmur insanları, loş odanda soğuğa rağmen ve inat, açıkken penceren, sevgilinin seni henüz tanımaya çalışırken bir satıcının önerisine uyup sana hediye ettiği küçük, ikinci katına önemli ama yaşayan, alt katına ise ölülerini sakladığın sandığına açıp bakacaksın. ''Saç telleri çürür mü anne*''diye sorduğun sorular gelecek aklına. O oyuncak bebekler için  yapılmış ve bir sürü çocuğun oyunlarında bebeklerini ısıttığı, pembeli beyazlı, elde dikilmiş o küçücük yorganın içinde arayacaksın o yastıktan topladığın saç tellerini...Arada hala yanıp yanmadığını  kontrol edeceksin, harçlıklarını biriktirip pazardan alıp hediye ettiğin gece lambasını..Ve çocukken sana sihirliymiş gibi geldiği için heyecanlanıp çok istediğin, ve hiç tahmin etmediğin kadar kolay elde ettiğin üstüne bir de; ''Çocuk işte bunla bile sevindi'. ' denilen, şanslı olmak istediğin günlerde kimse görmeden cebine koyduğun  o köşesi kırık avize kristalini kadife torbasından çıkarıp okşayacaksın tekrar.. Vee hırkalar giyeceksin. Hani o başka evlerde dolapların derinlerine saklanan; sendeyse gözün her an görebileceği yerlerde tuttuğun hırkalarını. Yemeniler bağlayacaksın boynuna bir damla gözyaşı gülümseyeceksin. Yüzün makyajlı kendine son bir kez daha bakıp iyi göründüğüne ikna olduktan sonra kristal sihrini gösterecek. Dışarı çıktığında gün ışığı gözlerinin içine battıkça iyice idrak edeceksin bir kez ve bir kez daha. Ömrüne ömür katıldı senin. Bunun sonu yok anlasana...
Ama ben çocukluğundan beri kulağımda çınlayan ''kat be kat ömürlü'' olmayı  istemiyorum  Bu kadarı yeter.



                                                             



Bana, bize ömür katanların anısına...
Büyüyorum sizinle..





   





Fotoğraf 1: Virginia Wolf
Fotoğraf 2: Sylvia Plath  
Fotoğraf 3 : Yukarı Bak filminden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder