Biliyorum şimdiye dek yazdıklarım oldukça iç karartıcı ama Yalom'un Nietzsche'ye dedirttiği gibi işimiz baca temizleme, bazen kendi bacanı bazen dostlarınkini...
Çocuktu daha doğrusu ergenlik adımları; çok şey kaybetti ... Ölümler, aşklar ve dostluklar sanırım bu kadarı yeterliydi ancak bir şey daha oldu bunları takip eden bir şey daha vardı sağlık...
''Beyninde fazla elektrik var...'' ama açıklaması yok kimse tam anlatamadı, o da anlayamadı zaten...
Tek korktuğu ölümdü çünkü yüzleşmişti nasıl bir şey olduğuyla daha önce ve kendisi için değil, geride bırakacakları için korkuyordu. Onların kaybedilenlerden sonra yaşadıkları her günün nasıl kanırttığını görmüştü... Yaralar geçmedi ama alışır insan derler ya öyle oldu işte...
Geçti nasıl oldu anlamadı ama birden herşey yoluna giriverdi evet aşk yoktu, dostların çoğu terki diyarda ama artık sağlık vardı sonrası da geldi zaten...
Derken birdenbire yeniden tam manasıyla hortladı elektrik, zorlamaya başladı beynini önce ufak sonra büyük ve daha büyük nöbetler. Aklı daha çok karışmaya başladı geçmişe dönüp durdu okuduğu kitaplarda, kısa bir ezgide, tek bir kelimede ve etrafındakilerin gözlerinde. Utandı ağladı...
Çocuktu şimdi eşşek kadar oldu hala ağlıyor içinde biriktirdiği hırs daha da büyümüş ve 'ben iyiyim bakın işte karşınızdayım' demek için beklediği günler o hep alay eden laflar,dedikodular yeniden alevlenmiş gibiydi ama bu demek değildi ki hortlaklar ölmez. Şimdi hortlayanlar yenik düşmek üzere.
Çocuktu şimdi 27 yaşında hortlakları o doğurmadı ama sanırım öldürmesini biliyor artık...
Not: Yukarıdaki resim ismini öğrenemediğim bir çocuk tarafından nöbet geçirdiği zamanlarda yapılmıştır.Nöbet geçiren çocuklara atfen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder